skip to Main Content

Aslıhan ,ben de seni seviyorum :)

Hayatımı değiştiren sevgili Sevinç Hanım’a,

Ben Aslı. Zamanın lisanslı sporcularından. Yapı olarak asla ince olamayacak bir vücuda, geniş omuzlara ve insanlar tarafından güzel bulunan bir yüze sahibim. 26 yaşındayım.
Küçükken kilolu değildim. Fakat hep yapılı olarak tabir edilen bir vücuda sahiptim. Küçükken de, ergenken de. Doğuştan ve sonradan sporla desteklenen yapılı vücudum yüzünden yaşadığım baskıları yazarsam buradan yedi düvele yol olur. Ama yazmayacağım. Neler olduklarını tahmin etmek o kadar da zor olmasa gerek. Büyük memelerim, ince bir belim, basenlerim, kalın bacaklarım, dümdüz bir karnım olmadığı için her zaman ‘’garip’’ damgası yiyen ben, hayatımın zaten en deli çağlarını bir bunalımdan diğer bunalıma depar atarak geçirmiştim.
14 yaşındayken kendi kendime, aklımca, ailemi saymayarak kendimi aç bırakmaya başladım. Çünkü bende bir gariplik vardı. Çünkü benim incecik bir belim yoktu. Çünkü benim birden gelişen 90 beden memelerim yoktu. Ama arkadaşlarımın vardı. Onların vücutları toplum tarafından kabul gören vücutlardı. Onların işi çok kolaydı. Bu bahsi geçen topluma hakkımı helal ediyor muyum? Hayır. Etmiyorum.
15 yaşındayken hormonal problemlerimin olduğunu öğrendik. İnsülin denen hormon direnç gösteriyordu. Zaten yapılı olan vücuduma bir de kilo eklenmeye başlamıştı. Polikistik Over sendromu vardı. Ve bunların hepsi birer kısırdöngüydü. O yaşta bütün bu olanların altından kalkamıyordum. Neler olup bittiğini anlayamıyordum. Tek anladığım şey, alakalı alakasız herkesin bana sanki çok biliyorlarmış gibi hunharca ‘’ZAYIFLAMAN LAZIM!’’ diyerek verdiği emirlerdi. Tam bir Çin İşkencesiydi. Bu bahsi geçen alakalı alakasız insanlara hakkımı helal ediyor muyum? Hayır. Etmiyorum.
Asıl acı olan, ben, ben olarak kabul görmüyordum. Ben, ‘’şişko’’ olarak kabul görüyordum. Artık Aslı demek ‘’şişko’’ demekti.
Bu şekilde 2 sene geçti. 2006 yılında, 17 yaşında, annemin isteği üzerine yolumuz Sevinç Hanım ile kesişti. İyi ki kesişti!
Yaşımın, baskıların ve ben şişkoyum psikolojisinin vermiş olduğu asilikle, her şeyden nefret ede ede, Sevinç Hanımla ilk randevumuza gitmiştik. O zamana kadar yaptığım bütün zayıflama çabaları hüsranla sonuçlanmıştı. Bu da nasılsa öyle sonuçlanacaktı. Belliydi. Neden zorluyorduk ki?
Sonra karşımda inanılmaz bir kadın görmüştüm. Sabırlı, anlayışlı, çoğu insanda rastlayamayacağınız derecede profesyonel bir iletişim gücü ve sonsuz güven duygusu… Kendinden o kadar emindi ki, sizde kendinizden emin oluyordunuz. Başka bir şansınız kalmıyordu. O kadar donanımlıydı ki, o kadar sizi anlıyordu ki, kendinizi bırakıyordunuz. Size yardım edebilmesi, sizi anlayabilmesi için kendinizi tam anlamıyla bırakıyordunuz.
Ve ben başarmıştım… Hem de fındık ezmesi yiyerek başarmıştım. 
Derken aradan iyisiyle kötüsüyle tam 9 yıl geçti. Biz hiç kopmadık. Beni bilen Sevinç Hanımı da bilmeye başladı. Alışkanlıklarım değişti. Alışkanlıklarımı hayran olduğum ve hep hayran olacak olduğum o kadın, Sevinç Akdur değiştirdi. Beni anladı. Bana yardım etti. Bütün profesyonelliğini, insanlığını, muhteşemliğini benimle paylaştı. Benim mutlu olmamı sağladı.
Neden ben diye sormayı bırak Aslı. Çok arabesksin, arabesk olma Aslı 
Tamam Sevinç Hanım.
Mutlu eden mutlu olur Sevinç Hanım. Ve hep mutlu olmanız dileğiyle.
Herşey için çok teşekkür ederim.
Sizi çok seviyorum
Aslıhan Bulak

Back To Top