skip to Main Content

Eyvah Çocuğum Şişmanlıyor

Bizim çocukluğumuz yeme-içme alışkanlıkları açısından rahattı.

TV yoktu.

Reklamlar yoktu.

Fast food yoktu.

Çeşit çeşit çikolatalar ve tatlılar yoktu.

 

Ev yemekleri vardı.

Bol bol sebze, bol bol meyve vardı.

 

Çocukluğumuzdaki kahramanlarımız bu kadar ticarileşmemişti.

Sözün özü; o zamanlar tüketim toplumu değildik.

 

Herkes yemeğini evinde yerdi.

Annelerimiz güzel ve sağlıklı yemekler yapardı.

 

Teknoloji geldi, mertlik bozuldu.

Artık bizler anne-baba olduk.

Ev hanımı olan bayanlar azaldıkça, fast food olayı arttı.

Bizimle beraber artık çocuklarımız da tehlikede.

 

Çizgi filmlerle, çocuk dizileriyle körpecik beyinler zehirlenmekte…

Reklamlarla sağlıksız besinler sofralarımıza konuk olmakta.

 

“Anne hadi ya şu cipsten de alalım”

 

Alalım da nereye kadar?

100 gr.lık cipste 600 kalori var.

30 gr. lık bir gofrette ise 150 kalori.

Hem de zararlı ….

 

Çocuğumuz bir günde 2 cips, 2 çukulata, 2 hamburger, akşam bol ketçaplı bol soslu makarna yerse ilerde nasıl bir yetişkin olabilir?

 

Evet anne-babalar da haklı.

Medya ve reklamlar bu kadar etkinken çocuklarımızı zararlı yiyeceklerden uzak tutmak çok zor. Ama imkansyz değil.

 

Şöyle düşünelim. Herşeyi çocuklarımız için yapmıyor muyuz?

Onların ruh ve fizik sağlıkları bizim için çok önemli değil mi?

Akşamları onların ödevleri ile ilgilenirken biraz da sağlıklı beslenmeleri ile ilgilenemez miyiz?

 

Tamam, hepimiz çok çalışıyoruz.

Stres altyndayız.

Akşam eve gelince biz de rahatlamak istiyoruz.

Ama rahatlamak adına onlar ne istiyorsa ellerine tutuşturmalı mıyız?

 

Eve geldiniz, çocuğunuz favori yemeğini istedi: Bol soslu makarna, köfte ve bol kola.

Makarnaya evet. Bol soslu da ne demek?

Ya da Kolaya evet, ama sadece bir bardak.

Ve yanında bol salata, bir tatlı kaşığı sıvı yağ ile.

 

“Aaaaa çocuğum hayatta bunları yemez!!”

 

Yer, inanın yer.

Sadece siz O’na iyi örnek olun ve sabır gösterin.

Tabii ki siz oğlunuza söylediklerinizi yapmaz, kendiniz çok yerseniz O da gizli gizli atıştırır

 

Çocukları zararlı alışkanlıklardan uzak tutmanın en iyi yolu onlara iyi örnek olmaktır.

 

Siz bol yağlı, bol soslu yemekler yerseniz, O da ister.

Siz ne yerseniz, O’sunuz.

Siz ne iseniz çocuğunuz O olur.

 

Küçüklükten başlayacak beslenme eğitimi çocuklarımızın  ilerde sağlıklı bireyler olmalarını sağlar.

Çocuklarımız en fazla bizden etkilenir, reklamlardan ya da arkadaşlarından değil.

Onlar, özellikle 4-5 yaşına kadar dünyalarını bizim üzerimize kurarlar.

TV, reklamlar ve arkadaşlar sonradan devreye girer.

Küçük yaşlardaki beslenme eğitimi sonraki sıkıntıların büyük kısmını önler.

 

“Bu zor hayatta her an örnek olmak çok zor”

Biliyorum, haklısınız…Zor hayat..zor koşullar…

Diğer yandan çocuklar herşeyimiz.

Herşeye Onların iyiliği için katlanmıyor muyuz?

 

Eğer Onların şişman/obez birer yetişkin olmalarını önleyemezsek üzerimize düşen görevi yerine getirmiş  olacak mıyız?

 

Çocuklar ilgi ister.

Çocuklar anlaşıllmak ister.

Çocuklar yüreklendirilmek ister.

 

Onları yüreklendirin.

Onları sevdikleri ve istedikleri bir spora yönlendirin.

Onlarla beraber yürüyüşe çıkın.

Onlarla koşun.

Onlarla yüzün.

Ve en önemlisi Onlarla konuşun, davranışlarınızla örnek olun.

Sizleri dinleyeceklerdir, sizin davranışlarınızı örnek alacaklardır.

Çünkü sizler Onların herşeyisiniz.

Back To Top